Erdemli İnsan Davranışı Olarak Kindarlık



Pek çok farklı dönemden geçiyoruz insanlık olarak. Bunların her birinde farklı gündem maddeleri bulunuyor. Antik çağdan bugüne dek yöntemler değişse de temel arayış hep aynı: Anlama ve anlaşılma çabası.
Bu çabayla ortaya felsefe çıkıyor. Ahlak, gelenek gibi kavramlar... Ve hepsinin doğal bir sonucu olarak din, dinler, inanışlar ve mitler. Bütün bunların totalinde kabul gören bir insan tipi var. O da erdemli insan. Erdemli insanın nelere sahip olduğu aşağı yukarı her kültürde birbirine benziyor. Davranışlar farklılaşsa da aslında beklenti özünde aynı.
Nedir erdemli insan?
Erdem nedir?
Verilecek çok fazla yanıt var, kuşkusuz. Ancak evrensel olarak kabul edilmiş birçok özellik bulunuyor. Tasavvuf, erdemli insanı yaratmanın peşinde koşarken tanrıya ulaşmanın yollarını arıyor. Araya "daha" erdemli gördüğü diğer "insanları" koyarak uzun bir merdiven oluşturmaya çalışıyor, Allah'a, tanrıya, yaradana doğru.
Erdem; toplum tarafından kabul görmüş bütün ortak iyilere deniyor. Kısa basit bir tanımla. Freud'un süper egosu, idini yenmiş insanı; erdemlidir. Çünkü süper ego toplumdan çok daha baskın karakterlidir ve tüm hayatı boyunca egoyu ve idi baskı altında tutar. Bir nevi insanın iç toplumu.

Bir başka açıdan erdemli olmayı yücelten ve bunu özel bir davranış biçimi olarak öne süren pek çok kültürün eksiklikten kaynaklanan bir açlığı olabilir mi?
Erdemli insanların yaşadığı toplumlarda insanlar iyi olanı tanımlamak için bu denli uğraşır mı? Aslında sıklıkla tekrar edilen bazı durumlar yokluktan doğan özlemi tarif ediyor olabilir mi? Erdemli insanın erdemden bahsetmesi gerekir mi?
İnsan acıkmadan yemek ister mi?
Bir de tabi her şeyin şeklini belirleme telaşına düşmüş, kendi erdemini belirlemek lüksüne sahip olduğuna inanan ve bu nedenle kendinden olmayan herkesi acıtılabilir, dışlanabilir ve suçlanabilir gören "insanlık" var. Bu insanlığın en temel özelliği topluca hareket edebiliyor olmaları.
Erdem herkes için iyi olanı temsil eden nitelikleri kapsıyorsa o "erdemli" davranışlardan kötü etkilenen bir insanın kalp kırıklığı ne tür bir iyiyi ortaya koyar?
Bu durumda erdem kendi anlamıyla çelişmiyor mu?
"Erdem delisi" insanın bir diğer temel özelliği de kin tutmak. O güne dek "erdemli olmayan" herkese nesiller boyu kin tutmak. Unutmamak. Kendine yapılanı hiçbir zaman unutmamak. Ve bu unutmama halini kendi "kibirli erdemi" ile karıştırarak duygusal şiddete, fırsat bulduğu alanlarda baskıya dönüştürmek.
Bu bir dini inanışın, bir kültürün, bir ideolojinin ya da grubun sorunu değil. Her güruh kendi "erdemli davranışlarını" savunmanın telaşındayken önüne çıkabilecek her şeye tekme vurabilir.  Bu süper egonun idi hiçbir zaman  tam olarak yenemeyeceğinin göstergesi olabilir mi? Toplumun bireyi yenemeyeceği -evet, bu bir savaştır- gibi.
Erdemli insan davranışı olarak kindarlık; bütün olup biteni açıklayan anahtar olabilir mi?




Yorumlar

Popüler Yayınlar