YAZDIM YAZDIM SÖNDÜM!


Karanlıktan bahsetmek kadar kolay değil aydınlığı konuşmak. Işıkları göz alan gökyüzüne bakarken bile surat buruşturmak adetidir insanın. Ama karanlığa döndü mü uzun uzun bakar. Ardını arkasını göreyim diye gözlerini açar da açar. Sonra göremedikçe karanlık gözlerine yapışır, içine karışır. Çoğaldıkça kararır, karardıkça çoğalır; öyle bir kısır döngü!
Aydınlıksa göze dokununca yakar birden. Çünkü o göze değil içeri doğru, ruha doğru akmak peşindedir. Bu yüzdendir ki bir kere aydınlığı gören onu aramaktan vazgeçemez. Bu yüzdendir ki umutlar gözleri aşıp gökyüzüne hatta güneşe ulaşır. Bu yüzden aydınlık arayanların derdi hep güneşten bir parça çalmaktır. Bedava verilse almayacak değiller ya bedel ödemek mecbur olduğundan çalmaktır o. Yoksa güneş hepimizindir, aydınlık içimizindir.
Karanlık genellikle bedelsizdir; oysa. Kimse geceden bir şeyler çalmayı düşünmez, çünkü buna hiç gerek olmamıştır. Çünkü gecenin siyahlığı herkese bedavadır. Yanan bir iki yıldızı parmağının ucunu yalayıp “cıss” diye söndürürsün. Ay doğarsa kafanı öte yana çevirirsin. Biri ışık yakarsa onu da derhal tutuklarsın! Karanlık kolaydır. Bu yüzden yüzünü bir kere oraya dönen, tıpkı ışığı arayan mecnunlar gibi kurtulamaz bu sevdadan. Daha da fenası bir ateş -ama aydınlatmaz o ateş asla- karanlığı satma fikrini sokar aklına. Bedelsizdir; oysa. Ama alan bulunur. Çünkü aydınlığın olmadığına inanan milyarlarca insanın bir araya geldiği garip bir ormandır dünya. Halbuki ağaç gerçeği bilir; ne olursa olsun ışığa çevirir kendini. İnsan güneşin gücünü, dünyanın büyüklüğünü kıskandığından yediremez kendine. Madem baş edemiyorum, der, o zaman yakayım bu dünyayı karanlığın ateşiyle.
Karanlıktan kazanmaya başlayanın da vay haline!
Düşman da değildir ikisi aslında. Birbirlerinden doğar, birbirlerini başlatır, birbirlerini sonlandırırlar. Kol kola gezerler durmadan. Akıp giden zaman içinde art arda, sırt sırta yaşarlar. Ama insan aklı almaz bunu! Karanlığı aydınlığa düşman eder. Hemen tapmaya başlar siyaha, bitmesin diye dualar eder. Boğar karanlık, oksijensiz bırakır, yorar.
O yüzden kararma, doğanın gerçek vahşisi! Doğan aylara dönme sırtını, parmak uçlarınla yıldızları yok etme! Aydınlığın önüne geçme! Çünkü ışıklar ekildikçe dünya güzelleşecek. O ekinlerin çiçekleri hiç biçilmeyecek. Eğer izin verirsen geceler de ışıldayacak güneşin bağrı gibi. Yapma, yan; ama yakma!

Yorumlar

Popüler Yayınlar