Tam Çelişik Serbestlik
Yazarlar hep mutsuz mu olur?
Mutsuzluk mu yazdıran?
Klişelerden nasıl kurtulacağım bilmiyorum da klişe duygulara
sahipsem bu onların gerçek olmadığı anlamına mı gelir? Bugüne kadar sorular
sorarak yazdım. Bir noktadan sonra cevapları da yazmaya başlarım. Kendime
inanıyorum.
Okuyanlar bilsin ki yazarlar mutsuz insanlar değillerdir.
Onlar tam aksine mutluluğu herkesten fazla hissederler. Bu yüzden ufak bir
sarsıntı bile onlar için çekilmezdir. Bu yüzden mutsuzluk hissini bir an evvel
kelimelerle kusmak isterler. Mutluluğu öyle çok ararlar ki hayatları boyunca
yaşadıkları tüm olumsuz olayları zihinlerinden uzaklaştırmak için uğraşıp
dururlar. Bu zihin kavgası yorucudur. Olabildiğince parçalayıcıdır. Ama
kavgaları ile zihinleri bir değildir. Bu kavga temizlenmek için yapılır. Hayatın kuralı ise zihnin temizlenmemesidir.
Bu nedenle yazarlar kavgaları ile ölürler.
Hayaller onlarla birlikte ölürken kavgalar kelimelerde
sıkışmış halde sonsuza kadar yaşar. O yüzden yazarlar bedbin ve karanlık
görünebilir. Oysa tüm siyahın içinde renklerin tamamı bulunabilir..
Neden aforizmalarım yok?
Çünkü hayatı öyle görmüyorum. Bir cümle söyleyerek çok şeyi
karara bağlamak böyle bir dünyada nasıl mümkün?
…
Keşke kimse kabullenmeseydi kuralları. Ya da keşke biz
anlamayanlar olarak bir araya gelebilseydik. O zaman da anlamayanlar toplumunun kendi kuralları doğacaktı. Onların içinde
yeni anlamayanlar olacaktı. Bu durumda devrim yine muhafazakar düzene
dönecekti. Kurtuluş yok mu bu toplumdan?
Kurallarından sınırlarından? Özgürlük ararken özgürlüğe
saplanıyorsun. Değişmek şart, hep değişmek hep devinmek. Durduğun anda korumaya
başlıyor ve tüketiyorsun. Sonra her düzen birbirine benziyor. Farklı giysiler
altında. Simdi de tam olarak böyle bir toplumun içinde yaşıyoruz. Farklı giysiler altında herkes üniformalı.
Tam çelişik serbestlik! Serbestliğin içindeki sınırlar belli. Özgür olmayı
istiyorsan özgürlüğe ters bir şey düşünemezsin. Bu da tutsaklık konusunda özgür
olamadığın anlamına gelir. Bu durumda özgür değilsindir. Yani özgürlüğünü
ararken başka bir özgürlüğünden yoksun kalmış olursun. Her şey çelişik! Herkes
çelişik! İnsan ve dünya çelişik! Bu yüzden bin yıllardır dünya insanın ceza
çekmek için gönderildiği bir zindan olarak anlatılıyor tarihin tüm
hikayelerinde.
Benzer hikayeler tesadüf olamaz. Benzer hikayelerin olması
zihinlerin aslında birbirinin aynı olması. Aslında hepimiz aynı şeyleri
düşünerek farklı yollara sapıyoruz. Büyük dinlerin, mitolojinin temelinde
yalnızca bu sabit zihin yatıyor.
Yazarlar mutlu yada mutsuz olmazlar, yazarlar mutsuzluktan kaçış ve mutluluğu arayış arasında gider gelirler. Fakat okuyanlar için çok güzel mutluluk kapısı aralarlar. Nitekim insan zaten ya yaşar, yada yaşamak istediğini yazar. Bu yüzden yazarlar ideal mutluluğu yakalayamazlar, çünkü hayallerden hızlı koşamazlar.
YanıtlaSilVe insanlar özür değildir. İnsanlar, tek seçenekli ona dayatılanı yaşama konusunda özgürdür, aksi halde afaroz edilirler.
"Bir yabancı"