Bir tema olamayan korku

 Şarkı söylemektir esas gıdıklayan... Söylemek ve hiçbir zaman susmamak... Duyulsa da duyulmasa da... 

Bir adamı sevmekle başlamaz hiçbir şey. Bir şarkı söylemekle başlar. Bir kadını sevmekten farksız... 

Melodiler olmadan kelimeler ne işe yarar? Daha acısı; melodiler olmadan kelimeler bir "işe" yarar. Onları zihninle algılayabilir, öfkenin, endişenin ya da geride bırakmak istediğin pek çok şeyin aracısı haline getirebilirsin. Hiçbir roman bir şarkı gibi değildir. Orada hep bir eleştiri hep bir bilinç bulunur. Oysa şarkılar yalnızca içine alır. Müzik yalnızca sarmalar ve orada olduğuna şükretmene yardımcı olur. Sana sorular sormaz. Şarkılar yalnızca yanıtlar verir. Orada korku bulunmaz. 

İlk amaç korkuyu yazmaktı. Titremeyi ve çaresiz hissetmeyi... Sonra bir şarkı girdi araya.  Her şey birden flulaştı ve amacından uzaklaştı; yaşamanın amacına yaklaşarak. Ama korku yine yerine geldi. Koynuma başını koyup beni sakinleştirdi ve kendini anımsattı; şarkı hala bitmemişti. 

Bu yüzden şarkı söylemektir esas gıdıklayan; en korku dolu anında istemesen de hissettirir sana bir şeyleri; acı ile karışık zevk içinde. Bu gece bir şeyler yazmaya yemin etmiştim. Benden olan bir şeyler buralara dökülüp saçılsın diye... Korkulu ve şarkılı şeyler... Onun yerine sarımsak kokulu bir puding yiyorum şimdi. Kimse beni anlamayacak diye korkarak ve anlamayışları bana acıklı bir zevk veriyor diye içten içe suçlanmış... Onlar kim; asla bilemeyerek.. 

Bir şeyleri yitirmiş, bir şeyleri özlemiş, güneşleri toplamış ve art arda üç noktaları koymuşum. Ama şarkı söyleyememişim. Kimseyi şarkılarımla gıdıklayamamış kelimelerimle onları zihinsel bir komaya sürüklemiş ve bu sanrı ile kendimle dalga geçmişim. 

Bir adamı sevmekle başlamaz hiçbir şey, genellikle biter hatta. Korku, şarkı, rüya ve kayboluş... Ahh...



Yorumlar

Popüler Yayınlar