Saç Sorunsalı

Saçlarım kurumuyor.
Yazı yazamıyorum. Aklım perişan. Ya da aklım perişan değil de kendim perişanım. Ya da perişanlığıma bir kılıf bulmaya uğraşıyorum. Ama ne yaparsam yapayım saçlarım kurumuyor.
Kendime perişan olmadığımı söylüyorum sık sık.
Salonlarda kendi kendine oyunlar oynayıp zeytin ağaçlarına sarılıyorum.
Sıkıldım bu histerik yazar tavrımdan. Yazmaktan mı soğuyacağım?
Köprünün sol tarafına geçmişim. Ama yine saçlarım kurumuyor. Fazla mı şarkı dinliyorum acaba?
Ya da yanlış şeyler mi?
Yanlış şeyler yaşamaktan daha mı kötü böylesi? Bir gün saçlarım kurusa belki başım da ağrımaz. Saç kurutma makinesi değil mesele. İstiyorum ki kendiliğinden olsun. Hayatımı saç kurutma makinesiyle mi geçireceğim? Kolu yorulmaz mı insanın yıllar yılı?
Zeytin ağaçları iğde ağaçlarına benziyor. Akdenize bozkır bulaştırmak böyle bir şey. Acaba saçları olsa zeytin ağacınınkiler mi iğdeninkiler mi kururdu önce?
Anlamsız sorular sorunca zihnimden şarkı söylüyorum. Ama bu soru anlamsız mı hakikaten? Ağaçların saçları olmaz mı?
Ha bir de ağaçlar hep toprağa mı kök salar? Bazı ağaçlar göğe doğru büyürken oraya yerleşmeye çalışıyor olamaz mı? Ben mesela, gökyüzüne köklenmiş bir ağaç olamaz mıyım?
Islak saçlarımdan yağmurlar yağamaz mı? Soğuk bakışlarım kar yağdıramaz mı?
Çok mu imkansız?
Ne çok soru!

Yorumlar

Popüler Yayınlar