Üzüme mi Düşsek?
Bir yaz gecesi, sanırım Ramazan... Balkonda bir koltuğun üzerinde oturup hıçkıra hıçkıra ağladığımı anımsıyorum. Karşımda bilgisayar, gözlerimin önünde bir dizi... Nasıl etkilendiğimi nasıl sarsıldığımı, ne kadar sevdiğimi ve ne kadar samimi hissettiğimi geçen gece bir kez daha anladım. Yazmayayım dedim popüler konulara dokunmayayım dedim ama dayanamıyorum.
İzlediğim bölümde Eylül'ün babasıyla hikayesini, Mecnun'un Sedef'le imtihanı işleniyordu. Son sahnede Eylül'ün babasına sarılarak ağlaması hemen arkasından Fikret Kızılok'tan çalınan bir şarkı oracıkta öldürmüştü beni. İçimden bir şeyler kopup gitmiş, kalbim gövdemden aşağıya doğru eriyip yok olmuştu. İşte Salı gecesi sadece bir iki dakika içinde aynı şeyler yeniden yaşandı zihnimde. Leyla ile Mecnun'u nasıl sevdiysem Beş Kardeşi de o kadar sevdim. Zaten final sahnesi herhalde Leyla ile Mecnun'un diziye ne kadar nüfuz ettiğini kanıtlamaya yetiyordu. İlk sahne'de nikah memurunun ölümden bahsetmesi ve Nazım'ın ölümle ilgili söyledikleri finalin ne olacağını anlamaya yeterdi aslında. Ama umut ettim, izledim. Leyla ile Mecnun'da her zaman umut ettiğim gibi. Leyla ölmeyecek, Sedef gitmeyecek, Yavuz yeniden ayaklanacak ve Mecnun "Leyla"sını illa ki bulacak.
Bazen oluyor bazen olmuyor. Belki ben bazı şeyleri sembolleştirmeyi sevdiğimden belki de gerçekten öyleydi bilmiyorum ama Beş Kardeş'in son bölümünde ciddi bir can çekişme hali vardı. Bütün yaşanan abukluklara rağmen bir ağırlık vardı. Garipti.
Aklımdan bin bir türlü şey geçiyor. Toplayıp cümleye dönüştürmek çok zor, çok çok zor. Düşüncelerim arasında bir kopukluk var. Az önce Beş Kardeş'ten bahsetmek isterken şu an hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum. Zira birden aklıma bir tatsızlık doluştu. Sevdiğimiz ne varsa bitti, sevdiklerimiz gitti, umutlar da yavaştan tükeniyor gibi. Dünya'nın bir günü bir gününü tutmuyor. Tıpkı iç dünyamız gibi. İklim değişti, artık arılar bile dolaşmıyor etrafta. Bir şeylerin sonu mu başlangıcı mı kim bilir? Bir gün biz de o kırmızı kamyonete binip o gemiye doğru yola çıkabilecek miyiz merak ediyorum. Yaşamayı sevdiği halde dünyayı sevmemek sadece benim problemim mi?
Yorumlar
Yorum Gönder